Finansal piyasalar, her gün milyonlarca yatırımcıyı kendine sürükleyen karışık ve enerjik bir dünyadır. Pay bonoları, emtialar, dövizler ve kripto para üniteleri gibi varlıkların kıymetleri kesintisiz olarak dalgalanır. Bu dalgalanmalar, yatırımcıların kar elde etmek veya hasarını minimize etmek için değişik inceleme ve taktikler kullanmalarını gerektirir. Destek ve direnç seviyeleri, teknik incelemede sıklıkla kullanılan ve yatırımcıların maliyet hareketlerini kavramalarına destekçi olan ehemmiyetli kavramlardan biridir.
Destek seviyesi, bir varlığın maliyetinin düşüş gösterdiği ve daha fazla düşmekte zorlandığı bir seviyeyi ifade eder. Grafiklerde, destek seviyesi genellikle düz bir çizgi olarak temsil edilir ve maliyet bu seviyeye yanaştığında müşterilerin eforu çoğalır. Destek seviyesinin altındaki maliyet hareketleri, daha fazla satış baskısı olduğunu gösterebilir ve yatırımcılar için bir trendin değişebileceği bir noktayı işaret edebilir. Destek seviyesi, yatırımcılar için potansiyel bir alım noktası olarak kabul edilir.
Direnç seviyesi ise bütün tersine, bir varlığın maliyetinin yükseldiği ve daha fazla yükselmekte zorlandığı bir seviyeyi ifade eder. Grafiklerde, direnç seviyesi genellikle yatay bir çizgi olarak temsil edilir ve maliyet bu seviyeye yanaştığında satıcıların eforu çoğalır. Direnç seviyesinin üstündeki maliyet hareketleri, daha fazla alım baskısı olduğunu gösterebilir ve varlığın mevcut trendinin hudutlarını tanımlayabilir. Direnç seviyesi, yatırımcılar için potansiyel bir satış noktası olarak değerlendirilir.
Destek ve direnç seviyeleri, teknik tahlilin bir hayli usulüyle tanımlanabilir. En yaygın kullanılan usullerden biri, grafiklerde varlık maliyetinin geçmiş zirve ve diplerine sabrederek çizilen yatay çizgilerin kullanılmasıdır. Misalin, bir pay bonosunun maliyeti emin bir seviyeye yanaştığında daha evvel orada zorlandığı ve düştüğü gözlemlenmişse, bu seviye destek seviyesi olarak kabul edilebilir. Eş biçimde, bir pay bonosunun maliyeti emin bir seviyeye yanaştığında daha evvel orada zorlandığı ve yükselmediği gözlemlenmişse, bu seviye direnç seviyesi olarak değerlendirilebilir.
Destek ve direnç seviyeleri, yatırımcılar için ehemmiyetlidir zira maliyetin bu seviyelerden nasıl tepki verdiği, gelecekteki maliyet hareketlerini hipotez etmelerine destekçi olabilir. Destek seviyesi kırıldığında, maliyetin daha da düşme meylinde olduğu düşünülürken, direnç seviyesi aşıldığında maliyetin yükselme meylinde olduğu düşünülür. Yatırımcılar, bu seviyeleri stop-loss emirleri veya alım/satım kararları için referans noktaları olarak kullanabilirler.
Ancak, destek ve direnç seviyelerinin her zaman kesin bir biçimde çalışmadığını ve maliyetin bu seviyelerden geçebileceğini unutmamak ehemmiyetlidir. Piyasalar kesintisiz olarak değişir ve her zaman beklenmedik hareketlerle karşılaşabilirsiniz. Bu sebeple, destek ve direnç seviyelerinin sadece bir taşıt olarak kullanılması ve öteki inceleme usulleriyle beraber değerlendirilmesi önerilir.
Destek ve direnç seviyeleri, yatırımcıların piyasaları daha iyi kavramalarına destekçi olurken, tehlikeleri idaremelerine de destekçi olabilir. Bu seviyeler, bir yatırımcının alım veya satım kararı verirken dikkate alması gereken ehemmiyetli etmenlerden biridir. Ancak, rastgele bir yatırım kararı evvelinde, kendi tehlike hoşgörünüzü değerlendirmeniz, piyasa şartlarını inceleme etkeniz ve gerektiğinde bir finansal danışmana müracaat etmeniz ehemmiyetlidir.
Destek ve direnç seviyeleri, teknik tahlilin temel kavramlarından biridir ve bir hayli yatırımcı tarafından kullanılan tesirli bir stratejidir. Ancak, piyasa şartlarının kesintisiz olarak değiştiği unutulmamalıdır ve yatırımcılar her zaman aktüel bilgileri ve incelemeleri kullanarak kararlarını vermeleri gerekmektedir.
