Yasal takip, bankaların kredi veya borç vermeleri sonucu oluşan finansal yükümlülüklerin ödenmemesi durumunda başvurduğu bir süreçtir ve 90 günlük bir ödeme sürecinin sonunda başlar. Bankaların bu sürece başvurmasının temel nedeni, müşterilerin finansal taahhütlerini yerine getirmediği durumlarda alacaklarını koruma ve tahsilatlarını sağlama ihtiyacıdır.
Bankalar, borçlu müşterinin borcunu 90 gün boyunca ödemediğini tespit ettiklerinde yasal takip sürecini başlatırlar. Bu aşamada, borçlu müşterinin hesaplarının ve finansal durumunun detaylı bir incelenmesi yapılır. Eğer borçlu müşteri bu süreçte borcunu ödemezse, banka, genellikle avukata başvurarak yasal yollara başvurur.
Avukatlar, yasal takip sürecinin önemli bir parçasını oluşturur. Bankanın avukatı, mahkeme kararı gerektiren durumlarda yasal işlemleri başlatır ve mahkemeye başvurur. Mahkeme kararı alındığında, borçlu müşterinin malvarlığına veya gelirine el koyma gibi icra takip işlemleri başlar.
Banka Borcundan Dolayı Hapse Girilir mi?
Bankalarla olan kredi veya kredi kartı borçları, birçok kişi için finansal bir gerçekliktir ve bu borçların zamanında ödenmesi önemlidir. Ancak, borçların ödenmesinde yaşanan zorluklar veya gecikmeler bazen hukuki süreçleri de beraberinde getirir. Bu noktada, bilinmesi gereken önemli bir husus, borçlu kişinin avukat veya hukuk bürosuna başvurmadan önce herhangi bir hapis cezasıyla karşılaşma olasılığının düşük olmasıdır.
Kredi veya kredi kartı borcu olan bir kişi, borcunu ödeyemediğinde genellikle banka ile iletişime geçmeye çalışmalıdır. Bankalar, müşterileriyle işbirliği yapma ve alternatif ödeme planları oluşturma konusunda genellikle esneklik gösterirler. Ancak borçlu kişi, bu anlaşmaları yerine getirmezse veya ödeme taahhütlerini ihlal ederse durum daha karmaşık hale gelir.