Türkiye’de çok yüksek oranlarda alınan vergiler yüzünden Türk insanının yaşam kalitesi dünya ortalamasının çok altına inmiş durumda.
TÜRKIYE TEKNOLOJİDEN MAHRUM KALIYOR
Dünya genelinde birçok alanda baş döndürücü teknolojik gelişmeler yaşanırken aynı zamanda hayatı kolaylaştırıcı birçok yeni teknolojik ürün imal ediliyor.
Fakat doların TL karşısında çok değerli olması ve bunun yanında alınan ürüne uygulanan KDV, ÖTV gibi vergiler yüzünden bu tür teknolojik ürünleri ya çok az kişi kullanabiliyor ya da ülke geneline ancak yıllar sonra yayılabiliyor.
Şu anda teknoji kullanımında TÜRKIYE maalesef Afrika kıtasında birçok ülkeden daha geride.
Örneğin, 500 dolardan piyasaya çıkan bir telefonu Amerika’da bir işçi 5 günlük maaşıyla bunu alabilirken, aynı ürünü almak isteyen bir Türkiye vatandaşı bir işçinin en az 45 gün çalışması gerekmektedir.
45 gün 500 doları kazanmak zorunda olan bu kişi devletin alacağı ÖTV, KDV gibi ifeneleeini de yüklenir ki bu da 45 günün yanında ayrıca 45 gün de devlet için çalıştırmayı gerekmektedir. Kısacası ABD’li biri 5 gün çalışıp benden en iyi teknolik ürünü alabiliyorken TÜRK insanı en az 90 gün aralıksız çalışması gerekmektedir.
Dünyada tıp alanında üretilen medikal teknoloji dolar kuru nedeni ile yeterince Türkiye’de kendisini göstermiyor bu da sağlık alanında büyük bir boşluğa neden oluyor.
DOĞALGAZ FATURASINI ÖDEYEBİLMEK IÇIN ÇALIŞIYORUZ
Diğer bir sorun da doğalgazda yaşanmaktadır. Ülkemizde Doğalgaz ve elektrik üzerinden ciddi artışlar var. Dünyada doğalgaz fiyatları düşerken, ülkemizde %50’den fazla zam yapıldı. Doğalgaz tüketimi İstanbul’un 39 ilçesinin 38’inde azaldı.
Hane başına 300 metreküp doğalgaz için 2010 yılında 214 TL öderken, 2020’de 549 TL ödüyoruz. Asgari ücretlinin gelirinin yüzde 23’ü, memur maaşının yüzde 15’i, öğretmen maaşının yüzde 13’i doğalgaza gidiyor.
İnsanımız bırakın insanca yaşamı, hayatta kalmak için bile artık ayakya zor duruyor.
Türkiye’de artık aylık gelirim yarısı net olarak sadece elektrik, doğalgaz ve su faturasına gitmektedir. Bu da insanımızın sadece hayatta kalabilmek için çalıştığını gösteriyor.
Acil ihtiyaçlar dışında neredeyse sıfır sosyal hayat yaşamak zorunda kalan Türk insanı için acil çözüm üretilmesi gereken siyasetçilerin gündeminde çok daha farklı konular var. Örneğin kim daha iyi fetöcü konusu gibi…
Hayatta kalmaya çalışan Türk halkı soyut gündemlerle meşgul edilmekte ve bu umut vaaddetmeyen sistemde sessiz bir şekilde fanatike olmuş bir birey olarak oy vermeye devam etmesi sağlanıyor.